11 Haziran 2009 Perşembe

NEDEN "GELDE YEME?"

Print Friendly and PDF

Bu kadar yemek blogu varken nerden çıktı bu blog diyeceksiniz. Haklısınız, size katılıyorum. Bir sürü yemek sitesi var. Hatta çoğunun içinde yüzlerce tarif olduğu gibi her türden yemekler de mevcut. Hepsini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Fakat "Gel de Yeme!" blogunun açılma nedeni başka olup, hikayesi aşağıda anlatılmıştır.< Yemeksiz yaşam olmaz. Yemek, sadece doymak için değil: lezzeti, besleyici özelliği, sağlığı ve estetiği ile de hayatımızın değişmez yaşam kaynağıdır. 1970'li yıllarda naylon poşet yoktu. İp fileler, kağıt keseler, fındık ağacından ya da hasırdan yapılan sepetler vardı. Kanserojen teflon, plastik ve ağır metaller içeren kaplar yoktu. Kalaylanmış bakır tencereler, toprak kaplar, şimşir ağacından yapılma kaşıklar, kuzine sobaları vardı. Hormon yoktu. Domates, salatalık, karpuz yaz mevsiminin hatırası ve anımsatıcısı idi. Zamanla meyve ve sebzelerin mevsimleri ortak oldu. Artık kış aylarında bile domates var. "Var da, bundan ne zarar var?" diyecekseniz.


Önceden bakkallarda, semt pazarlarında, lokantalarda olsun üretici firmalarda olsun, bu kadar kimyasal madde bilinmiyordu. Zaten Anadolu insanı kendi yemeğini konservesini, kurusunu ve tuzlusunu kendisi yapıyordu. Değişen sosyo-ekonomik nedenlerden dolayı insanlar artık hazır gıdaya yöneldi. Bunu fırsat bilen gıda üreticileri doğal ürünler sunmak yerine, hormona, genetiğini bozmaya, görüntüsünü güzel yapmak, taşıma ve raf ömrünü uzatmak için türlü türlü zararlı kimyasalları kullanmaya başladı. Ve bizler çarşaf çarşaf reklamlarla bezenmiş ürünleri "süper indirim" sloganlarıyla onların "süper yerlerinden" satın almaya başladık. Elbetteki pazarlarda, marketlerde doğal ürünler de satılmaktadır. Ancak; Biraz dikkat ederseniniz çoğu gıdanın, meyvenin, sebzenin sağlıklı olmadığını göreceksiniz.


Bu nedenle sizlere tamamen, her yerde bulunabilen yiyecekler ile sağlıklı, doğal ve lezzetli tarifler sunmayı amaçlıyorum. Bu tariflere yılların deneyimi katılmış olup, sadece kuru bir yemek tarifi değil aynı zamanda hikayesini, doğallığını bulmanın yanında herkesin unuttuğu tadları, pratik bilgileri sağlığınıza doğallık katarak bulacaksınız.


"Bundan sonra mutfağınıza, yatak odasına gider gibi gireceksiniz!" dileğimle hem afiyetle hem de sağlıkla...

Hiç yorum yok: